16 Oca 2008

Neler neler.

... Ofisimden bir manzara ...


Geçtiğimiz hafta Pazar günü ani bir şekilde bir Ankara yolculuğu gerçekleştirdim. İnsan oğlu kuş misali derler ya aynı o şekilde... Cumartesi gece yarısı binip uçağa hop Ankara :)

Arkadaşım geldi beni aldı AŞTİ'den onda kaldım o gece. Dünya tatlısı, naif, kırılgan... Geç saatlere kadar oturup konuştuk dertleştik biraz. Sonra uyku galip geldi uyuyverdik.

Evimde uyuyormuşum gibi oldum ne yalan söyliyim evimde bile bu kadar huzurla uyumamıştım uzun zamandır.

Sabah uyandığımda saat 7:00 idi... Etrafıma bakındım nerdeyim diye önce sonra sabahları suratsız olduğumu söyleyenlere inat gülümsedim perdenin arasından sızıp suratıma vuran güneş sebebiyle... Kalkıp araladım perdeyi dışarıda bembeyaz bir manzara, zaten Ankara -9 / - 10 derece her yer buz idi gece geldiğimde... Sonra bana açtığı çekyata girip tembellik yaptım 1 saat kadar 8 gibi de o uyandı yüzünde kocaman bir gülümseme ile " Günaydın" diyerek... Birlikte kahvaltı hazırlayıp cam kenarında bulunan mutfak masasında elimizde fincanlar benim üzerimde Hello Kitty'li pijama onun üstünde tavşanlı bir pijama gülerek keyifle güzel bir kahvaltı ettik. Uzun zamandır bu kadar eğlenmemiştim kısa sürmüştü ama tüm o son dk uçağa atlayıp Ankaraya gitmeme, yol yorgunluğuna değmişti... :) 9:30 gibi etrafı toparlayıp giyinip sırt çantamı alıp evden çıkmaya hazırdım. Benimle beraber minibüs durağına kadar inip yolcu etmeye indi. Pazar sabahına enerji dolu ve gülümseyerek başlamıştım ya artık herşey boş idi :) İnsan kendi kendini mutlu edebiliyor ufak şeylerle de olsa bunu tekrar farkettim. Kalkıp oraya gitmek benim elimde idi. İşim var bilmem ne diye bahaneler yaratmak da bizim elimizde... Öğrendim ki hiç bir şeyin bahanesi yok.. Herşey bizim elimizde.

Yaklaşık 1,5 senedir reiki ile ilgileniyorum. Kendime ve yakınımdaki kişilere reiki uyguluyorum... Pazar günü için Reiki Master'ım eğitim olduğuna dair bana cuma akşam mesaj yolladığında açıkçası ona gelemeyeceğimi söylemiştim. Sonra birden bire "neden gitmiyorum ki atlayıp bir uçağa" deyip hemen uçak için gidiş biletimi almış ; Pazar için de gece23:45 arabasına da dönüş biletimi almıştım. Konutkent'e vardığımda Reiki Masterımı aradım beni indiğim yerden alıp evine götürdü... Diğer katılımcılarda birer birer geldiler... Artık 2. aşama reiki eğitimimi de tamamlayıp sertifikamı aldım... Bundan böyle sevdiğim bi çok insana uzağımda da olsalar reiki uygulamasını gerçekleştirebileceğim :)

2 yorum:

Asortik Krep dedi ki...

Kalemlikleri gördüğümde evdeki penceren sandım :)
Çok güzel durmuş ..Böyle resim kullansana bol bol,hatta sizin evin oralarını kullan..Ben de hasret gidereyim :)

sessiz balik dedi ki...

pretty ;
ben çok üzülmüştüm tam da yeni yeni birbirimize yorum yazıp dertleşmeye başlamışken blogdan uzaklaşmana ama geri dönmüşsün ne güzelll ...
babanla ilgili yazın beni çok duygulandırdı , belirtmeden geçemiycem.
ankara seyahatini okurken aklıma bişey geldi onu blogumda yazacağım
reikiye inanıyorum , bana uygulamıştı bir arkadaşım böbrek ağrım olduğunda rahat bir gece geçirmiştim sayesinde.
sevgiler prettycim.