15 May 2005

~ Kamyon ~


Memet Baydur'un yazdığı, Osman Wöber`in yönettiği "Kamyon" adlı oyunda , "bozulan kamyon" bozuk düzeni çağrıştırıyor diyebiliriz. Kişiler de Türk toplumu`nun minik birer aynasıdır dikkatli bakıldığında...

Oyun : Kamyon
Yazan : Memet Baydur
Yöneten : Osman Wöber
Dekor Tasarımı : Orhan Alpaslan
Kostüm : Serpil Tezcan
Müzik : Mazlum Çimen
Işık : Ayhan Güldağları




Oynayanlar:
Mümtaz Sevinç
Cengiz Daner
Halil Doğan
Erkan Taşdöğen
Seda Yıldız
Turgay Tanülkü

*oyun, ara dahil 1 saat 55 dakikadır.


15.05.2005 pazar günü İstanbul Devlet Tiyatroları Aziz Nesin sahnesinde sergilenen Memet Baydur 'un yazdığı Osman Wöber’in yönettiği "kamyon" adlı oyunu arkadaşlarımla beraber sizler için izledim.

2 perdelik oyundan çıktığımızda kafamızda, cevabı hayal gücümüze kalmış bir çok soru vardı. Oyun, günlük yaşantımızda önemsemediğimiz , fark etmediğimiz pek çok ayrıntıyı güldürerek içimize işledi…

Bir dağın başında bozulan 4 sandık yüklü bir kamyonun etrafında , 2 hamal bir muavin ve şoför patronları 4 kişi; kaldıkları ıssız yerde birbirleri ile yüzleşirler... Kahramanlarımıza insanı ayakta uyutan, sulu dereye götürüp susuz getiren tipler, Yanbolulu iki köylü ve oyun boyunca hiç görmediğimiz ama sürekli ondan bahsedilen "Angut Mehmet" eşlik ederler.


Dağ başında kalan 4 kişi ve ara ara yanlarına gelip saf görünüp aslında onlarla dalgalarını geçen bu iki uyanık köylü bizleri hem güldürür hem de düşündür. "bozulan kamyon" "bozuk düzen" i çağrıştırıyor diyebiliriz. Kişilerde türk toplumunun mini bir aynasıdır dikkatli bakıldığında...


Laz hamal Şaban (Cengiz Daner) ve Abuzer (Turgay Tanülkü) bugüne kadar taşıdıkları yükü sorgulamamış ne iş verilirse yapmış kişiler... Ama bozuk düzende atlanan bir şey var onlarında "insan" olduğu... Bugüne kadar yüklerini taşıdıkları kişiler tarafında itilip kakılmış, yok sayılmış kişiler. Bunlar yetmiyormuş gibi sürekli geldiği yeri unutup sonradan görme muavin Recep (Halil Doğan) ve şoför Necati (Mümtaz Sevinç) tarafından da itilip kakılmakta ve sürekli küçümsenmektedirler. . .
Hepsinin eşit olduğu bu dağ ortamında bir birleriyle yüzleşip, isyanlarını ortaya koyarlar. Şaban ile Abuzer, hikayeleri ile içimizi acıtırlar...
Oyunda dikkat çeken hamal Abuzerin isyanıdır. "Gidiyorum" diyerek kalkıp gider… "sorarlarsa nereye gitti diye; "dünyayı taşımaya gitti"dersin” der Şaban'a giderken ...
Oyunun can alıcı noktası hamal Abuzer'in artık kendi yükünü taşımaya karar vermesidir…
İnsan" olduğunu "fark edilir olduğunu" hissedeceği bir yola çıkıyordur hamal Abuzer artık… İşin acı tarafı ise nereye gittiğini kimsenin sormamasıdır. Çünkü yokluğunu kimse fark etmemiştir…


Bu oyunu izlemeye gidip ön sıralarda oturacaksanız, yer bulabilmek için 1 ay öncesinden bilet satın almalı, ıslanmayı da göze almalıydınız gösterimde olduğu dönemde...

Oyunun yönetmeni kurtlar vadisi’nin deve tuncay’ı, osman wöber’in rol arkadaşı vadinin en derin adamı doğu bey (altan akişik) seyirciler arasında. Rol arkadaşına tiyatroda destek vermeye gelmiş.

Kendisi de tiyatrocu olan Akışık ile oyunculuk hakkında ufak bir sohbetimiz oluyor.
"Diziyi kadınların izlemediğini söylüyorlar yalan değil mi ?" diyerek espri yapıyor Altan Bey, yanımdaki bayan arkadaşlarımı da görünce.

Önümüzdeki sezon tiyatro sahnesinde izlemek istediğimizi fısıldıyoruz Altan Bey’in kulağına. Böyle bir düşüncesi olduğunu belirtiyor. "Duvardaki Kan" (1986)' da canlandırdığı Amiral Bristol ve "Ölümünün Ellinci Yılında Mehmet Akif Ersoy" -(1986)' da canlandırdığı Mehmet Akif Ersoy dan bahsediyor. Her türlü rolün altından ustalıkla kalktığını ,oynadığı karakteri sette bıraktığını belirtiyor. Diziyi ilgiyle takip ettiğimizi belirtip kendisine başarılar diliyoruz. Tiyatro salonunun çıkış kapısına yönelirken.

Çıkış kapısında oyunun baş rol oyuncusu Mümtaz Sevinç ile sohbet ediyoruz ayak üstü, medyanın oyuna ilgisizliğinden yakınıyor Mümtaz Bey…


Not : Mümtaz Sevinç'i rahmetle anıyorum...