10 May 2007

Amadeus


6 Mayıs 2007 Pazar günü AKM Büyük Sahne'de Wolfgang Amadeus Mozart’ın hayatını anlatan oyunu izledim.

Mozart'ın 250. doğum yılı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kutlanıyor. Bu çocuk ruhlu dahinin hayatı bugün bile baş düşmanı olarak anılan Salieri'nin ağzından perdeden kalbimize aktı. Mozart'ı bir kere dinlemiş bir insan onun müzik sanatında ne denli mükemmel tınılara ulaştığını bilir. İtalya'da yıldızı parlamış ve hayatını genç yaşta gene bu kültür sanat ülkesinde büyük bir sefalet içinde noktalamıştır Amedeus.

İnsanların hırsları uğruna ne kadar şeytanlaşabileceğini Amedeus'u izlerken apaçık görebiliyorsunuz.

Hele ki trajik bir şekilde sona doğru giden Mozart'ın hayatının bitme noktasına gelmesine etrafındaki dost görünen insanların sebep olduğunu anlamamasına, hala müzik yaparak bir şekilde çıkış yolu bulabileceğine çocukça bir umutla inanmasına ve isyan etmemesine siz oturduğunuz yerden isyan ediyorsunuz içinizden...

Hatta bunu Salieri ile oturup konuştuğu sahnede babasının ölüm haberini aldığında aslında bu dünyaya fazla çocuk kaldığını kendi ağzından şu cümlelerle duyuyorsunuz acısını haykırırken : " Ben şimdi ne yapacağım? Bu dünyadaki şeytanlıkları bana kim gösterecek artık? Çünkü ben onları göremiyorum" işte o an gidip elinden tutup yerden kaldırıp bağrınıza basıp teselli etme hissi uyanıyor içinizde. Bu da Zafer Algöz'ün Mozart rolünde ne muhteşem bir iş çıkarttığınının bir göstergesi. Amadeus'a merhamet duyarken Salieri'den de delice nefret edip bir de üstüne artık o adama acır hale geldiğinizi gördüğünüzde de Salieri rolüdeki Celal Kadri Kınoğlu'nu ayrıca taktir ediyorsunuz.

Sonuç itibariyle Taksim AKM Büyük Salonda muhteşem bir performans sergilemiş bir oyundur Amedeus.

Oyun bitiminde delicesine alkışlamanın yetmediği noktada tüm salon ayakta ıslıklar çalarak, "bravo" diye haykırarak ne iyi bir iş çıkarıldığının yanıtını vermiş oldu oyunu yerden yere vurmuş bazı kalemlere...