11 Eyl 2007

Yeraltından Notlar


"Hayatı fazlasıyla anlamaya çalışmak acı verir. Hastalıktır" gibi bir tema üzerine kurulu oyun...

Ki bitiminde aptala dönmüş bir şekilde ağzınız açık kalarak olanları şaşkınlıkla izlerken okkalı bir hayat dersi alır ve gözlerinizden yaşlar süzülür. Tam önünüzde sizleri selamlamak için eğilen oyuncular doğrulurken göz göze gelirsiniz buruk bir gülümseme atarsınız onlara doğru, göz yaşlarınızı silemeden delicesine alkışlarsınız. Bir de dekorlar taşınırken sahne değişimlerinde ayaklarınızın önüne yuvarlanan şişe mantarını eğilip alır tüm hislerinizi ona yükler avcunuzun içindeki o mantarı kalbinize doğru tutarsınız.. Eve dönüş yolunda elinizdeki mantarı yüreğinize yakın tutarken hayatta hiç bir şeyi yarım bırakmamayı, fazlaca sorgulamamayı, deliliğin dağlarında gezinip eteklerine tekrar inişlerinizi gözlerinizin önüne getirirsiniz. gene yaşlar süzülür yanaklarınızdan...

Payidar Tüfekçioğlu'nun paltosu ile yaptığı muhteşem danstaki gibi paltonun kolundan çıkarttığı sanki bir yabancıya ait eli ile kendi kendini okşaması, yalnızlığına mutsuzluğuna kendi kendine sebep oluşunu ve onu okşayan elin sonra boğazına sarılması gibi herşeyi aslında kendimizin şekillendirdiği gerçeği ile yüzleşip başımızı önümüze eğeriz...

"Zavallı Mutsuz" olmak için farkında olmadan ne kadar çok çaba sarfettiğiniz ve hayatınızı ilmek ilmek kendinizin ördüğü gerçeği zihninizde; duvarlarınızı yıkmaya başlarsınız mutluluğa koşmak yolunda...


Not: Bu yazıyı 02.04.2007 de yazmıştım

Hiç yorum yok: